Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

(bir el)ateş etmek

  • 1 ateş

    ateş s
    1) Feuer nt
    \ateş almak Feuer fangen
    \ateş püskürmek ( fam) Gift und Galle spucken
    birine \ateş vermek jdm Feuer geben
    \ateşiniz var mı? haben Sie Feuer?
    \ateşle oynamak (a. fig) mit dem Feuer spielen
    Olimpiyat A\ateşi das olympische Feuer
    2) ( silah atma) Feuer nt
    \ateş! mil feuer!
    \ateş açmak/kesmek das Feuer eröffnen/einstellen
    \ateş etmek feuern, schießen
    bir el \ateş etmek einen Schuss abfeuern
    3) Flamme f
    \ateş olmayan yerden duman çıkmaz ( prov) kein Rauch ohne Flamme
    bir şeyi kısık \ateşte pişirmek etw auf kleiner Flamme kochen
    4) Fieber nt, Temperatur f
    \ateş düşürmek das Fieber senken
    \ateşi çıkmak Fieber bekommen
    ( hafif) \ateşi olmak (erhöhte) Temperatur haben
    ( yüksek) \ateşi olmak (hohes) Fieber haben
    40 derece \ateşi olmak 40 Grad Fieber haben
    çocuğun \ateşi var das Kind hat Fieber
    dışarısı \ateş gibi ( fam) draußen ist es glühend heiß

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ateş

  • 2 ateş

    ateş Feuer n; Begeisterung f; MED Fieber n, erhöhte Temperatur; fig Jähzorn m, Hitzköpfigkeit f;
    ateş açmak das Feuer eröffnen;
    ateş almak Feuer fangen; sich aufregen; beschossen werden;
    yüzümü ateş bastı mir schoss das Blut in den Kopf;
    -e (bir el)ateş etmek einen Schuss abfeuern auf A;
    ateş gecesi Johannisnacht f (24. Juni);
    ateş gibi glühend heiß; voller Elan;
    ateş pahasına sündhaft teuer;
    kendini ateşe atmak sich ins Unglück stürzen; sein Leben riskieren;
    ateşe dayanıklı feuerfest;
    -i ateşe tutmak anwärmen (A); unter Beschuss nehmen;
    -i ateşe vermek in Brand stecken (A); jemanden in Panik versetzen; ein Land ins Verderben stürzen;
    ateşi kesmek MIL das Feuer einstellen;
    ateşle oynamak fig mit dem Feuer spielen;
    ateşten indirmek vom Feuer oder Herd nehmen

    Türkçe-Almanca sözlük > ateş

См. также в других словарях:

  • ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ateş almak — 1) yanmak, tutuşmak 2) ateşli silah patlamak 3) mec. coşmak Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır. M. Ş. Esendal 4) mec. telaşlanmak, heyecanlanmak 5) mec. öfkelenmek 6) mec. acele davranmak, acele etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taramak — i 1) Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. Y. Kemal 2) Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkmak — i, ar 1) Çevresine sarılarak veya bir şey sararak çepeçevre basınç altına almak Yalnız kalan kadın titriyor, hıçkırarak kucağındaki yavrusunu sıkıyor. Ö. Seyfettin 2) Bir şeyin suyunu, yağını, sıvı kısmını basınçla çıkarıp akıtmak Limon sıkmak.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • borda atışı — is., den. Savaş gemisinin bir tarafında bulunan bütün topların hedefi yok etmek amacıyla bir anda ateş etmesi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • CEMR — İnsanların bir araya toplanması. * Atın sıçrayarak yürümesi. * Ateş ve küçük taş vermek. * Bir kimseyi def etmek, kovmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • topa tutmak — 1) üzerine topla ateş etmek İngilizlerin topa tuttuğu yerlere gidip bir saat kadar muhtelif çapta birçok mermi ölçtüm. F. R. Atay 2) mec. kötü eleştiri amaçlı saldırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İKTİBAS — Bir söz veya yazıyı olduğu gibi veya kısaltarak almak. Birisinden ilmen istifade etmek. İstifade suretiyle almak, alınmak. * Söz arasında Kur an ı Kerimden veya Hadis i Şeriftden veya başka makbul eserlerden bir cümlenin kâmilen veya kısmen az… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • — is. 1) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. Ç. Altan 2) Oyuk şeylerin boşluğu 3) Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta Tahtanın içi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Deep state — The Deep state (Turkish: derin devlet) is alleged to be a group of influential anti democratic coalitions within the Turkish political system, composed of high level elements within the intelligence services (domestic and foreign), Turkish… …   Wikipedia

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»